İçindekiler
Sanayinin gelişmesi ve artan iş kolları sebebiyle işçi ve işveren arasında görülen uyuşmazlıklarda artışlar yaşanmış ve bu uyuşmazlıkların daha hızlı ve sağlıklı çözüme kavuşturulabilmesi adına diğer mahkemelerden ayrı özel bir mahkemede (iş mahkemesi) görülmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Özel mahkemeler belli bir alanda ihtisaslaşmış mahkemeler olup iş mahkemeleri de bir ilk derece özel mahkemeleridir. Yazımızda iş mahkemelerinin kuruluşunu, yargılama usulünü, görev ve yetki alanlarını, vermiş olduğu kararlara karşı kanun yoluna nasıl başvurulması gerektiği gibi önemli hususları detaylıca inceledik. Uyuşmazlığını iş mahkemesinde dava yoluyla çözüme kavuşturmayı düşünen kişilerin dikkatle okumasını tavsiye ediyoruz.
İş Mahkemesi Nedir?
İş mahkemeleri görev alanı belli bir konu ve kişilerle sınırlandırılmış olan ilk derece mahkemeleridir. İş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar ile sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulduğu bir özel mahkemedir.
İş Mahkemeleri Nasıl Kurulur?
İş mahkemeleri ülkemizde işçilerin daha hızlı, daha kolay ve ucuz bir şekilde haklarını elde edebilmeleri amacıyla ilk olarak 1950 yılında 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca kurulmuştur. İş Mahkemeleri Kanunu’na göre iş mahkemeleri Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun olumlu görüşü alındıktan sonra Adalet Bakanlığı tarafından gerekli görülen yerlerde kurulur. Görüldüğü üzere iş mahkemeleri lüzum görülen yerlerde kurulur. Örneğin; İstanbul, Kocaeli, Zonguldak gibi iş yoğunluğunun fazla olması neticesinde iş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların fazla olması mahkemelerin iş yükünü arttırması sebebiyle bu ve benzer şehirlerde iş mahkemesinin kurulması gerekli görülen bir durumdur. Mahkemelerin iş yükünün fazla olduğu yerlerde birden fazla iş mahkemesi dairesi olduğu görülür. Örneğin Ankara 1. İş Mahkemesi, Bursa 9. İş Mahkemesi, Kocaeli 6. İş Mahkemesi gibi. Dava açarken daireler arasında seçim imkanı olmayıp dava dilekçesi o yerdeki iş mahkemesine hitaben yazılır. Daha sonra daireler arasındaki iş yüküne göre dağıtılır.
DİKKAT: İş yoğunluğunun azlığı sebebiyle iş mahkemesinin bulunmadığı yerlerde o yerdeki “asliye hukuk mahkemesi” iş mahkemesinin görev alanına giren dava ve işlere İş Mahkemesi Kanunu’ndaki usul ve esaslara göre bakar. İş Mahkemesinin Görev Alanı İş mahkemesinin görev alanına giren uyuşmazlıklar İş Mahkemesi Kanunu’nun 5. maddesinde belirtilmiştir.
İlgili madde uyarınca; Aşağıda belirtilen çalışanlar ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle iş sözleşmesinden veya kanundan kaynaklanan her türlü hukuki uyuşmazlıklar iş mahkemelerinin görev alanına girmektedir. o 5953 sayılı kanuna tabi gazeteciler o 854 sayılı kanuna tabi gemiadamları o 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi işçiler İdari para cezalarına ilişkin olarak yapılan itirazlar ve 5510 sayılı kanunun geçici 4. Maddesinde ifade edilen uyuşmazlıklar dışında iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan Sosyal Güvenlik Kurumu ya da Türk İş Kurumu’nun tarafı olduğu uyuşmazlıklar iş mahkemesinin görev alanına girmektedir. Diğer kanunlarda iş mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiş ise bu durumda o dava ve işler iş mahkemesinin görev alanına girmektedir.
İş Mahkemesinin Vermiş Olduğu Görevsizlik Kararı Davanın görevli mahkemede açılması bir dava şartıdır. Bu sebeple o mahkemenin görevli olup olmadığının doğru tayin edilmesi oldukça önemlidir. Aksi halde görevsiz bir mahkemede açılan dava esasa girilmeden usulden reddedilecektir. İş mahkemesinde; iş mahkemesinin görev alanına girmeyen bir konuda dava açılması halinde vereceği karar görevsizlik kararıdır. Görev kuralları kamu düzeninden olduğunda taraflar bu durumu yargılamanın her aşamasında ileri sürebilir. Ayrıca taraflar bu durumu ileri sürmese dahi iş mahkemesi hakimi durumu kendiliğinden dikkate alır ve görevsizlik kararı verir. Görevsizlik kararı ile iş mahkemesi hakimi yargılamadan el çektiğinden bir nihai karardır ve bu karar tek başına kanun yoluna götürülebilir. Görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde görevsizlik kararı veren iş mahkemesine davanın taraflarından birinin başvurması halinde dava dosyası görevli mahkemeye gönderilir. Aksi halde taraflardan biri böyle bir talepte bulunmaz ise hakim davanın açılmamış sayılmasına karar verecektir. Görüldüğü üzere görevsiz bir mahkemede açılan dava usuli bir hata içermekte uyuşmazlığın çözüme kavuşması daha da uzamaktadır. Bu sebeple dava açmadan önce iş mahkemesinin o uyuşmazlık konusunda görevli olup olmadığını tayin etmek için hukuki yardım almak sizler için faydalı olacaktır.
Yetkili İş Mahkemesi Yetkili mahkeme hangi yerde bulunan mahkemenin davaya bakması gerektiğini ifade eder. Uyuşmazlık konusunda görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu anlaşıldıktan sonra hangi yerdeki yetkili mahkemenin davayı göreceğinin tayini çok önemlidir. Zira davacı dilediği yerdeki iş mahkemesinde davayı açma imkanı yoktur. Buna göre yetkili iş mahkemesini doğru tayin etmek için İş Mahkemesi Kanunu’nun 6. Maddesine bakmak gerekir. İlgili madde uyarınca; Davanın açıldığı andaki davalının yerleşim yeri iş mahkemesi Uyuşmazlık konusu iş ya da işlemin yapıldığı yer iş mahkemesi yetkili iş mahkemeleridir. DİKKAT: Davalı kişinin birden fazla olması durumunda dava bu kişilerden birinin yerleşim yeri iş mahkemesinde de açılabilir.
İş Kazası Sebebiyle Açılacak Tazminat Davalarında Yetkili İş Mahkemesi:
Davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri veya işin yapıldığı yerdeki iş mahkemelerinin yanında aşağıdaki iş mahkemeleri de bu tür uyuşmazlıklar için yetkili mahkemelerdir. Bunlar; İş kazasının gerçekleştiği yer iş mahkemesi Zararın meydana geldiği yer iş mahkemesi Yetki Sözleşmesi Yapılması Halinde Yetkili İş Mahkemesi: Uyuşmazlığın tarafları uyuşmazlık için yetkili olmayan mahkemeyi yetkili kılacak bir sözleşme yapabilirler. İş hukukundan kaynaklı uyuşmazlıklarda da taraflar yetki sözleşmesi yapabilirler. Ancak bu durumda İş Mahkemesi Kanunu’nun 6. maddesinde belirtilen yetki hükümlerine aykırı bir yetki sözleşmesi yapılması halinde bu sözleşme geçersiz olacaktır.
İş Mahkemelerinde Hangi Davalar Görülür?
İş kanunu kapsamında işçi ile işveren arasında ortaya çıkan her türlü uyuşmazlıklar iş mahkemesinde görülür. Bu davalara örnek olarak; İşe iade İş sözleşmesinin feshi Kıdem ve ihbar tazminatı Ücret alacakları Fazla mesai alacakları vs. Sigortalıların Sosyal Güvenlik Kurumu ile sigortalılıklarına ilişkin uyuşmazlıklar da iş mahkemesinde görülür. Bu uyuşmazlıklara örnek olarak; İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları Malulen emeklilik Meslek hastalıklarından kaynaklanan tazminat davaları vs.
İş Mahkemesi Öncesi Zorunlu Arabuluculuk 2018 tarihi itibariyle iş mahkemesinin görev alanına giren bazı uyuşmazlıklar için dava yolundan önce arabuluculuk kurumu zorunlu hale getirilmiştir. İş Mahkemesi Kanunu uyarınca da arabuluculuğa başvurma dava şartı olarak kabul edilmiştir. Bu uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması için öncelikle arabuluculuğa başvurulmadan dava açılmış ise açılan dava, dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeden usulden reddedilecektir. Aşağıda belirtilen uyuşmazlıklar için ise arabuluculuk dava şartı olmayıp, arabuluculuğa başvurmaksızın doğrudan iş mahkemesinde dava açılabilir. Bu uyuşmazlıklar; İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları Meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları İş kazası ve meslek hastalığına ilişkin; Tespit davaları (örn: iş göremezlik oranının tespiti davası) İtiraz davaları (örn: iş göremezlik oranına itiraz davası) Rücu davaları (örn: iş kazasında 3. kişinin kusurlu olması nedeniyle ona karşı açılacak olan rücu davası) Hizmet sözleşmesine tabi olarak çalışanların zorunlu sigortalılık sürelerinin tespitine ilişkin talepleri
İş Mahkemesinde Nasıl Dava Açılır?
Uyuşmazlığı karara bağlamaya yetkili ve görevli iş mahkemesinin doğru tayin edilmesinden sonra bu iş mahkemesine verilecek olan bir dava dilekçesi ile dava açılır. İşçi ya da işveren dava açabileceği gibi idari mercilerin başvurusu üzerine ya da sendikaların üyelerini temsilen dava açılabilir. Bu yolla dava açılabilmesinin amacı zayıf konumda olan işçilerin davalarını takip etmede yaşayacağı zorlukların önüne geçilmesidir. Dava dilekçesinin usulüne uygun olarak hazırlanması, dilekçede bulunması gereken unsurların eksiksiz yer alması gerekir. Taslak dilekçe metinlerini kullanmak ise bu aşamada davanın kaybedilmesi gibi ağır sonuçlar doğurabilir. Bu sebeple somut olaya uygun bir dilekçenin hazırlanması için hukuki yardım almada yarar vardır.
İş Mahkemesinde Açılan Dava Ne Kadar Sürer?
Bu soruya kesin bir cevap vermemekle birlikte iş mahkemesinde görülen davaların sonuçlanma süresi uyuşmazlığın konusu ve yetkili ve görevli mahkemenin iş yüküne göre değişkenlik gösteren bir durumdur. İstenilen sonuca daha hızlı ulaşmak için süreci bir avukat ile birlikte yürütmekte yarar vardır. İş Mahkemelerinde Davanın Görülmesi İş mahkemelerinde açılacak olan dava basit yargılama usulüne tabi olup bir ilk derece yargılamasıdır. Buna göre dosya üzerinden karar verilmesi mümkünse hakim tarafları duruşmaya çağırmadan sundukları dilekçeleri dikkate alarak bir karar verir. Böylece basit yargılama usulüyle uyuşmazlık basit ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşmaktadır. Hakimin karar vermesinde dilekçeler önemli rol oynadığından vakıalar ve vakıaların ispatlanacağı deliller dilekçede gösterilirken çok dikkatli davranılmalıdır. Özellikle işçi için hak kayıplarının oluşmaması adına alanında uzman bir avukattan yardım almada fayda vardır. İş Mahkemesi Kararına Karşı Kanun Yoluna Başvurma İş Mahkemesi Kanunu madde 7/3 uyarınca Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki kanun yollarına ilişkin hükümler iş mahkemelerinin verdiği kararlara da uygulanmaktadır. Buna göre; iş mahkemesinin yargılama sonunda vermiş olduğu nihai kararı eksik veya hatalı bulan taraf verilen karar üzerine kanun yoluna başvurabilir. Bu karar üzerine gidilecek kanun yolu istinaftır. Eksik veya hatalı karar verdiği düşünülen iş mahkemesinin verdiği kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde aleyhine hükmedilen taraf istinaf dilekçesini iş mahkemesine bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere verir. Bölge adliye mahkemesindeki istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde gösterilen sebepler üzerinden yapıldığından dilekçenin alanında uzman bir avukat tarafından hazırlanması ve sürecin bir avukat ile yürütülmesi hak kayıplarının önüne geçecektir.
DİKKAT: İstinaf kanun yoluna başvurabilmek için parasal bir sınır mevcuttur. 2020 yılı için alacak davalarında bu sınır 5.390 TL’dir. Davanın miktar ve değeri 5390 TL’nin altında ise istinafa başvurulamaz. Manevi tazminat davalarında ise parasal sınır olmaksızın iş mahkemesinin vermiş olduğu karar istinaf kanun yoluna götürülebilir. İş Mahkemesinde İş Hukuku Avukatı Açılacak olan davanın iş mahkemesinin görev alanına girip girmediği doğru tespit edilip dava ona göre açılmalıdır. Aksi halde görevli olmayan iş mahkemesinde açılan dava esasa girilmeden usulden reddedilecektir.
İş mahkemesindeki yargılama basit yargılama usulüne tabi olduğundan dava dilekçesinin, karşı taraf için cevap dilekçesinin doğru ve eksiksiz hazırlanması oldukça önemlidir. Zira taraflar dilekçelerinde vakıaları ve bunları ispatlayan delillerini göstermek zorundalar. Hakim de uyuşmazlığı karara bağlarken tarafların dilekçelerini dikkate alır ve mümkünse duruşmasız olarak hüküm verir. Arabuluculuk süreci, dilekçenin yazılması, davanın açılması ve takip edilmesi gibi süreçlerin özellikle işverene göre zayıf pozisyonda olan işçinin herhangi bir hak kaybı yaşamaması için alanında uzman bir iş hukuku avukatı ile yürütülmesi daha hızlı ve sağlıklı sonuçlar elde edilmesini sağlayacaktır.