İçindekiler
İşçilerin başka bir yere çalıştırılmak üzere gönderildiklerinde yolda geçen süreler gibi gönderildikleri yerde asıl işlerini yaparak veya asıl işlerini yapmaksızın çalıştırıldıkları ya da meşgul edildikleri süreler de çalışma süresinden sayılır.
Soru 1:
İkamet edilen şehirden bizzat araç kullanarak, ikamet edilen içindeki işletmeye işe giderken ve işten ikamet mahalline dönerken yolda geçen ulaşım sürelerinin çalışma saatinden sayılıp sayılmayacağı ve çalışma süresinden sayılacak ise nedenleri:
Cevap 1:
Kanun yolda geçen sürelerin çalışma süresinden sayılacağını düzenlemiştir;
İş K.md.66;
Aşağıdaki süreler işçinin günlük çalışma sürelerinde sayılır:
a) İşçilerin işveren tarafından işyerlerinden başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri halinde yolda geçen süreler.
b) İşçinin işinde ve her an iş görmeye hazır bir halde bulunmakla beraber çalıştırılmaksızın ve çıkacak işi bekleyerek boş geçirdiği süreler.
c) İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler.
İşin niteliğinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardım amacıyla işyerine götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen süre çalışma süresinden sayılmaz.”
Sarper Süzek’in İş Hukuk kitabında İş K.md.66’nın (b) ve (d) bentleri şöyle izah edilmekte;
“Bu hükümde belirtilen çalıştırılmak üzere başka bir yere gönderilme halinde yolda geçen süreler ibaresinin, İK 66’nın ilk cümlesinde yer alan ifade gereği günlük çalışma süresi ile bağlantılı olarak düşünülmesi gerekir. Başka bir anlatımla, işverence işçinin günlük iş süresi içinde çalıştırılmak üzere başka bir yere gönderilmişse, işçinin çalışmaksızın yolda geçirdiği süreler iş süresinden sayılacaktır. Buna karşılık, günlük normal iş süresi tamamlandıktan sonra işçinin ertesi gün çalıştırılmak üzere otobüs, tren veya uçakla örneğin İstanbul’dan Ankara’ya gönderilmesi halinde yolda geçireceği zaman iş süresinden sayılmaz.”[1]
“…işçilerin başka bir yere çalıştırılmak üzere gönderildiklerinde yolda geçen süreler gibi gönderildikleri yerde asıl işlerini yaparak veya asıl işlerini yapmaksızın çalıştırıldıkları ya da meşgul edildikleri süreler de çalışma süresinden sayılır.”[2]
Nuri Çelik’in kitabında yolda geçen süreler ile (m.66/1-b) ilgili şunlar belirtilmiş;
“Bu hüküm tartışma konusu yapılabilecek niteliktedir: Kanunun, aynı bendin (d) fıkrasında yer alan “işçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi .. suretiyle asıl işini görmeksizin geçirdiği sürelerin” günlük çalışma sürelerinden sayılacağı hükmünü koymuş olması ve bunu herhangi bir şekilde kısıtlamaması karşısında, günlük çalışma sürelerini aşan yolda geçen bazı sürelerin çalışılmış gibi göz önünde bulundurulup değerlendirilmesi gerekli görülebilecektir.”[3]
Yukarıdaki açıklamalardan da görüleceği üzere;
İkamet edilen ildeki işverenin işyerine servisle veya işçiye verilen aracın işçi tarafından kullanılması ile işe gidip gelirken geçen süreler iş süresinden sayılmaz. Bu süreler; işin niteliğinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardım amacıyla işyerine götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen süreler olarak kabul edilir.
İşverenin işyerinin bulunduğu ilçeden başka bir ilçedeki müşteri işyerlerine iş için giderken ve dönerken geçen süreler iş süresinden sayılır. (Ancak makul süre; sabah işe gitmek yerine müşteriye gitmek ve müşteriden direkt eve dönme durumunda bu gidiş ve gelişlerin Hakim tarafından sosyal yardım niteliğinde taşıma sayılma ihtimali de var.)
Tanıkla delillendirilen fazla çalışma ücretlerinden hakim en az ¼ oranında hakkaniyet indirimi yapacaktır. Rakam yüksekse Hakim daha fazla indirime gidebilir. Ancak takometre diski veya başka yazılı delillerle ispatlanan fazla çalışma ücretlerinden hakkaniyet indirimi yapılmaz.
Önemli husus:
Ücret bordrolarınızda fazla çalışma saati bölümünde (gerçek fazla çalışma miktarının altında bir süre bile olsa) bir rakam yazar ve fazla çalışma ücretini bordrodaki kayıtla bankadan öderse (bordrolar imzalanmasa bile), daha fazla fazla çalışma yapıldığı ancak yazılı delille (takometre, müşteri işyerinin kayıtları veya başka yazılı belge) ispatlanabilir.
Ancak bordroda fazla çalışma bölümünde “sıfır” görünüyorsa, tanıkların anlatımları ile fazla çalışma ispatlanır, bu durumda hesaplanan fazla çalışma ücretinden Hakim en az ¼ oranında hakkaniyet indirimi yaparak karara bağlar.
Soru 2:
İkamet edilen şehirden başka bir şehre iş için gidilen zamanlarda bizzat araç kullanarak çalışılacak işletmeye ve çalışma sonrası konaklamak için gidilen otel veya benzeri konaklama yerine giderken yolda geçen ulaşım sürelerinin çalışma saatinden sayılıp sayılmayacağı;
Cevap 2:
İşverenin işyerinin bulunduğu ilçeden başka bir ilçedeki müşteri işyerlerine iş için giderken ve dönerken geçen süreler iş süresinden sayılır.
Tanıkla delillendirilen fazla çalışma ücretlerinden hakim en az ¼ oranında hakkaniyet indirimi yapacaktır. Rakam yüksekse Hakim daha fazla indirime gidebilir. Ancak takometre diski veya başka yazılı delillerle ispatlanan fazla çalışma ücretlerinden hakkaniyet indirimi yapılmaz.
Önemli husus:
Ücret bordrolarınızda fazla çalışma saati bölümünde (gerçek fazla çalışma miktarının altında bir süre bile olsa) bir rakam yazar ve fazla çalışma ücretini bordrodaki kayıtla bankadan öderse (bordrolar imzalanmasa bile), daha fazla fazla çalışma yapıldığı ancak yazılı delille (takometre, müşteri işyerinin kayıtları veya başka yazılı belge) ile isptalanabilir.
Ancak bordroda fazla çalışma bölümünde “sıfır” görünüyorsa, tanıkların anlatımları ile fazla çalışma ispatlanır, bu durumda hesaplanan fazla çalışma ücretinden Hakim en az ¼ oranında hakkaniyet indirimi yaparak karara bağlar.
Soru 3:
Senelik 270 saat olan fazla mesai çalışma sınırı dolduğu zaman çalışanın tekrar mesai yapması istendiğinde sahip olup kullanabileceği hak ve talepleri nelerdir:
Cevap 3:
İş Kanunu md.41 f.8;
“Fazla çalışma süresi toplam bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz.”
İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği md.9 ;
“Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayının alınması gerekir. Zorunlu nedenlerle veya olağanüstü durumlarda yapılan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma için bu onay aranmaz.
Fazla çalışma ihtiyacı olan işverence bu onay her yıl başında işçilerden yazılı olarak alınır ve işçi özlük dosyasında saklanır.”
“Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplam bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükmüdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretini de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.”[4]
Bu hükümlerden şu sonuçlar çıkıyor;
İşçinin yazılı onay alınmamışsa, işçi fazla çalışma yapmayabilir. İşverene yılbaşında yazılı onay vermemiş olan işçi fazla çalışma yaparsa ve yaptığı fazla çalışmanın ücreti ödenirse hukuki olarak bir sorun doğmaz.
Yıllık 270 saatten fazla fazla çalışma yapılırsa, işveren ücretini öderse yine ortada bir sorun görülmez.
İşçi yılbaşında fazla çalışma yapacağına ilişkin yazılı onay verirse, işverenin fazla çalışma yapılması talebine uymak zorundadır, aksi halde işveren iş akdinin haklı feshine gidebilir. Ancak işçi o yıl 270 saat fazla çalışmayı tamamlamışsa ve işveren daha fazla fazla çalışma yapmasını talep ederse, bu fazla çalışmayı yapmak zorunluluğu yoktur (İş K.md.41/8).
İşçi yıl içinde 270 saatten daha fazla fazla çalışma yapmışsa, bu fazla çalışmaların ücretlerinin (zamlı olarak) ödenmesi gerekir.
Soru 4:
Günlük mesai saatleri dışında fazla mesai yapması için çalışanın işveren tarafından zorlanıp zorlanamayacağının ve fazla çalışmalar ile birlikte günlük maksimum 12 saat olan mesai süresinin yine işverenin zorlaması yada çalışanın rızası ile uzatılıp uzatılamayacağı,
Cevap 4:
İşyerindeki arıza durumunda yapılan fazla çalışma, zorunlu fazla çalışmadır.
İş K. Md.42
Zorunlu nedenlerle fazla çalışma:
: “Gerek bir arıza sırasında, gerek bir arızanın mümkün görülmesi halinde yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması gerekli acele işlerde, yahut zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu ile işçilerin hepsi veya bir kısmına fazla çalıştırma yaptırılabilir. Bu durumda fazla çalışma yapan işçilere uygun bir dinlenme süresi verilmesi zorunludur.
Şu kadar ki, zorunlu sebeplerle yapılan fazla çalışmalar için 41 inci maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır.
İş K.md.41, f.1, 2, 3:
“Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.”
“Zorunlu fazla çalışma yaptırılabilmek için işçilerin onayı aranmaz. İşyerinin varlığını korumayı amaçlayan ve mutlak emredici nitelikteki bu hükmün aksi sözleşmelerle kararlaştırılamaz; bu gibi durumlarda işçinin onayının alınacağı öngörülemez. Zorlayıcı nedenin niteliğine göre işyerindeki işçilerin hepsi veya bir kısmı fazla çalışma yaptırılabilir.
Zorunlu nedenlerle fazla çalışmanın sınırı, İK 42/1 uyarınca çalışmanın ”işyerinin normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamasıdır”. Bu nedenle işçiler ancak zorunlu nedene bağlı olarak yapılması gereken işlerin devamı süresinci fazla çalıştırılabilirler. Buna karşılık, söz konusu işlerin tamamlanması ile işyerinde normal faaliyete dönülmesinden sonra bu nedenle fazla çalışma yaptırılamaz. Zorunlu nedenle yapılan fazla çalışmalar ikiyüzyetmiş saatlik sınırlamanın hesabında dikkate alınmaz.”[5]
İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği md.4; “
Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.
Günlük çalışma süresi her ne şekilde olursa olsun 11 saati aşamaz.
İşçinin bu sınırları aşan sürelerle çalıştırılmasında;
a) 4857 sayılı İş Kanunun 41 (fazla çalışma ücreti), 42(zorunlu nedenlerle fazla çalışma) ve 43(olağanüstü hallerde fazla çalışma) üncü maddeleri,
b) 79 sayılı Milli Korunma Suçları Affına, Milli Korunma Teşkilat, Sermaye ve Fon Hesapları Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasina Dair Kanunun 6 ncı maddesi hükümleri uygulanır.”
“Bu konuda çalışma süreni ilişkin düzenlemede öngörülen günlük azami 11 saatlik çalışma süresinin (md.65/II) fazla çalışma süresini de kapsadığı sonucuna varılması gerektiği görüşü kabul edilmelidir.”[6]
İş K.md.63 f.2 :
“Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir.”
Bu açıklamalardan çıkan sonuç:
Günlük en fazla çalışma süresi 11 saattir. Yemek arası da eklenince toplam 12 saat veya daha fazla bir süre bulunabilir. Bu sürenin üzerinde günlük fazla çalışma işveren tarafından talep edilemez, edilirse bile işçinin yapma mecburiyeti yoktur.
Arıza işçinin işyerinde oluşmuşsa zorunlu fazla çalışma yapılır. Zorunlu fazla çalışmaya, yıl başında yazılı onay vermiş olmasa bile tüm işçilerin uymak zorunluluğu vardır.
Arıza müşterinin işyerinde oluşmuş ise, müşteriye giden tamir işçisi için bu iş zorunlu fazla çalışma olmaz, normal çalışma şartlarında değerlendirilmesi gerekir. Müşteri işveren talimat verme yetkisine sahip değildir.
Diğer önemli hususlar:
“İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplam bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükmüdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretini de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasın işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 14857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanmış ve miktarının yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır…Ancak fazla çalışmalnın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. …” [7]
“Yargıtay işçinin çalışma süreleri ile özel yaşamının iç içe geçtiği hallerde günde 24 saat çalışma düzeninde 14 saatin mesaide geçmiş gibi sayılacağı yönünde kararları vardır. Kalan 10 saat, işçinin uyku ve dinlenme temel ihtiyaçları için kulanılmaktadır. Ancak sağlık çalışanlarının günde 10 saat kişisel ihtiyaçları için kullandığı söylenemeyebilir. Bu yüzden işyerinin özelliğine göre 24 saat çalışma düzeninde görev yapan işçinin fiili mesaisinin 14 saatin üzerinde değerlendirilmesi mümkün olabilir.”[8]
“Hukuk Genel Kurlunca verilen 05.04.2006 gün 2006/9-107 Esas 206/114 ve 14.06.2006 gün ve 2006/9-374 Esas 2006/382 Karar sayılı ilamında uyku ve sair ihtiyaçlar için geçen zaman çıkarıldığında günde 24 saat çalışan işçinin fiilen 14 saat çalıştığı kabul edilmiş bu kural dairemizce de benimsenmiştir.
Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda HGK kararına göre günlük 24 saat çalışma yapılan günlerde fiili çalışma süresi 14 saat olduğundan, buna göre hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir.”[9]
“İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordrolarda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücrete ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapılmadığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.”[10]
Kaynak :