Yargıtayın aşağıdaki kararında; aynı işyerinde çalışmış olan işçilerin, aynı çalışma şartlarına sahip ve aynı şekilde mağdur olan kişiler olduğu, bu sebeple aynı taleplerle dava açmış olmalarının çok doğal olduğu kabul edilmiştir.
Bu karara konu davada tanık olanlar dışındaki çalışan tüm işçilerin de aynı işverene karşı açmış oldukları davaları olduğu da belirtmiştir. Bu durumda, kendi davaları nedeniyle tanıklıklarının geçersiz olduğuna değil, aynı sıkıntıları yaşadıklarının kanıtı olduğuna ve fazla çalışma, resmi ve dini bayram çalışmaları ve hafta tatili çalışmalarına ilişkin bu tanıkların beyanlarına itibar edileceğine karar vermiştir. “Mahkemece davacının işçilik ücreti alacaklarına yönelik olarak, davacının dinlettiği tanık YD’ın ve YA’nin ise aynı konuda mahkemede yargılanması devam eden davalarının bulunduğu, davacı ve tanıkların birbirlerine mesailer konusunda tanıklık yaptıkları, davalıyla husumetli oldukları dikkate alındığında tanıklıklarına itibar edilemeyeceği, bu sebeple davalı tanık beyanlarına göre de davacının fazla mesai çalışmasının, hafta sonu çalışmasının ve genel tatil çalışmasının bulunmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı ve tanıkları aynı işyerinde aynı işi yapan, aynı çalışma şartlarına sahip ve ayni şekilde mağdur olan kişilerdir. Bu sebeple aynı taleplerle dava açmış olmaları çok doğaldır. Hatta bu tanıklar dışında da söz konusu HES projesinde çalışan tüm işçiler ayın taleplerle dava açmışlardır. Bu durum, tanıklıklarının geçersiz olduğunu değil aynı sıkıntıları yaşadıklarını kanıtlamaktadır. Bu tanıklıklara itibar edilmemesi durumunda davacının, iş yeri koşullarını bilen tanık bulma şansı yoktur…ücret alacakları yönünden de davasının kabulü gerekirken reddi hatalı olup bozma nedenidir.” Y7HD, E.2014/15057, K.2014/19544, T.27/10/2014
İşçinin davasında, kendisi de aynı işverene karşı davası devam eden işçilerin tanık olarak dinlenmesi ve bu tanıkların tanıklıklarına itibar edilip edilmeyeceği yargı kararlarında bir süredir üzerinde tartışılan bir konudur.
Yargıtayın aşağıdaki kararında; aynı işyerinde çalışmış olan işçilerin, aynı çalışma şartlarına sahip ve aynı şekilde mağdur olan kişiler olduğu, bu sebeple aynı taleplerle dava açmış olmalarının çok doğal olduğu kabul edilmiştir. Bu karara konu davada tanık olanlar dışındaki çalışan tüm işçilerin de aynı işverene karşı açmış oldukları davaları olduğu da belirtmiştir. Bu durumda, kendi davaları nedeniyle tanıklıklarının geçersiz olduğuna değil, aynı sıkıntıları yaşadıklarının kanıtı olduğuna ve fazla çalışma, resmi ve dini bayram çalışmaları ve hafta tatili çalışmalarına ilişkin bu tanıkların beyanlarına itibar edileceğine karar vermiştir.
“Mahkemece davacının işçilik ücreti alacaklarına yönelik olarak, davacının dinlettiği tanık YD’ın ve YA’nin ise aynı konuda mahkemede yargılanması devam eden davalarının bulunduğu, davacı ve tanıkların birbirlerine mesailer konusunda tanıklık yaptıkları, davalıyla husumetli oldukları dikkate alındığında tanıklıklarına itibar edilemeyeceği, bu sebeple davalı tanık beyanlarına göre de davacının fazla mesai çalışmasının, hafta sonu çalışmasının ve genel tatil çalışmasının bulunmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı ve tanıkları aynı işyerinde aynı işi yapan, aynı çalışma şartlarına sahip ve ayni şekilde mağdur olan kişilerdir. Bu sebeple aynı taleplerle dava açmış olmaları çok doğaldır. Hatta bu tanıklar dışında da söz konusu HES projesinde çalışan tüm işçiler ayın taleplerle dava açmışlardır. Bu durum, tanıklıklarının geçersiz olduğunu değil aynı sıkıntıları yaşadıklarını kanıtlamaktadır. Bu tanıklıklara itibar edilmemesi durumunda davacının, iş yeri koşullarını bilen tanık bulma şansı yoktur…ücret alacakları yönünden de davasının kabulü gerekirken reddi hatalı olup bozma nedenidir.” Y7HD, E.2014/15057, K.2014/19544, T.27/10/2014
Kaynak :
http://www.tahtakiran.net