İçindekiler
Kıdem Tazminatı Fonu Kanunu Taslağı, İş Kanunu Taslağı ile birlikte hazırlanmıştır. İş Kanunu 2003 yılında yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, çeşitli tarafların tepkilerine maruz kalan Kıdem Tazminatı Fonu Kanunu Tasarısı halen kanunlaşamamıştır.
Kıdem tazminatı fonu ile ilgili hazırlanmakta olan Kanun Taslağından bahsetmeden önce, kıdem tazminatının ne olduğunu, neden böyle bir tazminat ödendiğine biraz değinmekte fayda var. Bütün işçilerin her şart altında hakkı olarak gördüğü fakat bir çok işverenin hala kabullenemediği bu tazminatın hukuki niteliği konusunda iş hukuku öğretisi de bir görüş birliğine varmış değildir. Hukukçular kıdem tazminatının niteliği ve tanımı konusunda fikir birliğine varamamaktalar. Bazı görüşlere göre kıdem tazminatı ileriye bırakılmış bir ücret, ikramiye veya tazminattır, başka bir görüşe göre kıdem tazminatı işçinin işyerine bağlılığının bir karşılığıdır, diğer bir görüşe göre iş güvencesini sağlayan bir hukuki kurumdur. Sonuç olarak; kıdem tazminatı belirli bir görüşle açıklanamayan karma ve kendine özgü bir hukuki tazminattır.
Kıdem tazminatı iş hayatına, 1937 tarihinde yürürlüğe giren 3008 sayılı İş Kanunu ile girmiştir. İşsizlik sigortasının olmadığı bu dönemde, işsizlik sigortası görevini de gören kıdem tazminatı bu güne kadar birbiriyle tutarlı olmayan birçok Kanun değişikliği sonucunda belirli bir kalıba sokulamayan kendine özgü bir tazminat halini almıştır.
Kıdem Tazminatı Fonu Kuruluşu
2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olan mevcut İş Kanunumuzda kıdem tazminatına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir, sadece kıdem tazminatı fonu kurulması öngörülmüştür. Ancak bu Kanunda, kıdem tazminatı fonuna ilişin kanun yürürlüğe girene kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı eski İş Kanunun 14. maddesindeki kıdem tazminatı hakları saklı tutulmuştur.
Son olarak; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Eylül ayında kıdem tazminat fonu çalışmalarını sosyal taraflara sunacağını açıkladı. Bu fona için işçi ve işverenden yapılacak kesinti oranlarının, görüşmelerin sonunda sosyal tarafların uzlaşması ile belirleneceği açıklandı. Böylelikle diğer unsurlarda gerekli çalışmalar ve uzlaşmalar olmadan önce oranlara takılarak bu çalışmaların başarısız olması önlenmeye çalışıldı.
Kıdem tazminatı fonuna ilişkin hazırlanan düzenlemede bazı önemli noktaları belirtmekte yarar görüyorum:
Çalışanlar için bireysel kıdem hesapları oluşturulacak,
İşçinin kıdem tazminatına hak kazanması için gereken 12 ay çalışma zorunluluğu kalkacak, her çalışanın her ay için bireysel hesabına aylık tazminat miktarı yatırılacak,
Halen işveren tarafından kullanılmakta olan kıdem tazminatı tutarı, bu düzenlemeden sonra devlet ve bireysel emeklilik sistemi şirketleri tarafından kullanılacak,
Bireysel kıdem hesapları üzerinde faaliyet gösterecek olan firmalar, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununa tabi olarak çalışacaklar,
İşverenlerin prim ödeme yükümlülüğü, Kanunun yürürlüğe girmesinden 6 ay sonra başlayacak,
Kıdem primini ödemekle yükümlü olan işveren, bu primi zamanında ödeyemezse bir sonraki ay gecikmeli olarak primi ödeyebilecek,
Kıdem tazminatı fonu sisteminde 15 yıllı sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme süresini tamamlayan çalışanlar, biriken tutarın yarısın çekebilecek. Bu hakkını kullandıktan sonra 1800 gün geçmeden ikinci kez para çekilemeyecek,
Ev almak isteyen çalışan fondaki birikiminin yarısını çekebilecek,
Yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı, toptan ödeme almak amacıyla başvurulması halinde veya çalışanın ölmesi durumunda mirasçılarının talep etmesi halinde hesapta biriken tutar çekilebilecek,
Kıdem tazminatı emeklilik şirketi tarafından ödenecek.
Bunlar gibi birçok yenilik içeren Kanun Tasarı Taslağının yasalaşması halinde iş hayatına önemli katkılar getireceğini düşünüyorum.
İşçi ve işveren arasındaki ihtilafların büyük çoğunluğunun kıdem tazminatı nedeniyle çıktığı düşünüldüğünde, kıdem tazminatı fonunun çalışma hayatına bu günkünden daha adil bir denge geleceğini düşünüyorum. Kötümser olmak için yeterli sebep yok.
Kaynak :
http://www.tahtakiran.net